3 Ocak 2012 Salı

Herkese Mutlu Yıllar!

Yeni yıl telaşı derken hem çektiklerimi yayınlamak hem de herkese güzel yıllar dilemek konusunda geciktim. Birkaç günden birşey olmaz diyerek hepinize güzel, mutlu, huzurlu, barış ve bolluk içinde ve tabii ki sağlıklı bir 2012 diliyorum. Yeniyılda herşey gönlünüzce olsun.

Yılbaşının ışıklı fotoğrafları ise Nişantaşı'ndan geliyor. Süslemeler ve sokağa taşan cafelerin neşeli kalabalıkları sayesinde son hafta boyunca bütün Abdi İpekçi caddesi yeniyılı kutladı :)



Pırıltılı ve süslü yılbaşı heykelleri...

Işıklarla süslenip yollarına kırmızı halılar serilse de Nişantaşı'nda trafik gerçeği değişmez...


Herkese pırıltılı ve aydınlık yıllar!

11 Aralık 2011 Pazar

Yeni Yıl Öncesi Eminönü Manzaraları

IWI Noel Pazarı sayesinde yeni yıl havasına çok keyifli bir şekilde girmiştim, oradan devam ediyorum :) Hala aynı hava içinde yılbaşını bekliyorum. Sokaklar süslenip her yer ışıl ışıl oldukça keyfim daha da artıyor. 

Her yılbaşı öncesinde hem alışveriş yapmak hem de o renkli sokakların keyfini çıkarmak için mutlaka Eminönü ve Tahtakale'ye giderim. İstanbul'da her aradığınızı bulabileceğiniz en özel yer bu dar ve karmaşık sokaklardır herhalde :) Yılbaşı süsleri, evin diğer ihtiyaçları, kimi hediyeler, bol bol ıvır zıvır ve her zaman Kurukahveci Mehmet Efendi'den taze çekilmiş Türk Kahvesi alarak eve dönerim. Bu sene Eminönü turlarıma yeni bir durak daha eklendi: bebeğin ihtiyaçları için Mahmutpaşa'da ki Havuzlu Han. 

Bu seneki Tahtakale turum eve hızla dönme telaşından biraz kısa sürse de gayet verimliydi. Bebek için aldıklarımı başka bir postta paylaşacağım, ama yeni yıl için gözüme çarpanlar şöyle:

Bu şekerlere bayılıyorum! Çoklu satıldıkları için bir türlü alamadım, yeni yıla tatlı bir başlangıç için çok idealler :)    

Keçeden yapılma yılbaşı süsleri, kar taneleri ve çam ağaçları... Hem ev dekorasyonu hem de hediyeleri süslemek için kullanılabilir.  

Kocaman, ışıklı kar taneleri ^-^ 14 derecelik İstanbul yeni yılında birazcık kış ve kar çağrıştırmak için...

 Dore çam ağacı sadeliği ile gönlümü çeldi...

Boy boy, çeşit çeşit Noel Babalar :) İpe tırmanan pilli modelleri çok şirin :)

Diğer süsler ve hazır hediye paketleri... Paketlerin kendileri de en az içlerine konacak hediyeler kadar albenili...


Tahtakale'de mutfak gereçleri satan yerlere ve satılan herşeye bayılıyorum :) Bunlar yılbaşında yapmayı planladığım muffinlerim için aldığım malzemeler. Çam ağacı şeklindeki şeker hamurundan yapılma süsler inanılmaz şirinler. Denemeleri yaptım, çok güzel oldular, yeni yıl üretimlerimi de paylaşacağım. 

Ne diyim, eğer vaktiniz varsa bu aralar mutlaka Tahtakale taraflarına gidip günün keyfini çıkarın...

7 Aralık 2011 Çarşamba

Yeni Yıl Coşkusu: IWI Christmas Bazaar


Yeni yıl zamanı beni her zaman çok heyecanlandırır. Koca bir yılı geride bırakmak, Yaptıklarım – Yapamadıklarım ve yeni yılda MUTLAKA Yapmak istediklerimi düşünmek,  Yeni bir yılın başlangıcı ve getireceği yenilikleri hayal etmek ve tabii ki etrafı saran o renkli, ışıklı telaşı izlemek çok keyifli gelir. Kırmızılar, yeşiller, ışıklar, kardan adamlar... görüntülerine kime ne hediye alsam, bu sene nasıl bir yeniyıl kartı hazırlasam, keşke kar yağsa düşüncelerim eklenir. Bu sene, herşeye ek olarak, yılbaşının bizim için daha önemli bir anlamı var: Çekirdek aile olarak gireceğimiz ilk yeni yıl! Umarım bundan sonraki yıllar da bize (ve herkese) güzellikler ve mutluluklar getirir.


İşte Aralık ayının gelişi ile tam da bu heyecan havasına girmeye başlamışken International Women of Istanbul (IWI) tarafından düzenlenen geleneksel Noel Pazarı duyurusunu gördüm. Kimisi yardım amaçlı olarak satılan hediyelikler ve farklı ülkelerin geleneksel yemeklerini tatma şansı çok cazip geldi. Üstelik de tam bir yeniyıl atmosferi içinde... Hemen sevgili arkadaşım [whatsinmayhat] Zeynep Güçlüten ile Hilton Convention Center’in yolunu tuttuk. Giriş için bir ücret ödenmiyor ama çekiliş bileti alıyorsunuz, böylece çeşitli hediyelerden kazanma şansınız da oluyor.

İçerisi rengarenk ve çok kalabalık. Dünyanın dört bir yanından gelen ve istanbul’da yaşayan bir sürü insan değişik dillerde konuşup neşeli bir kalabalık oluşturmuş. Standlarda çeşit çeşit, çok eğlenceli hediyelik eşyalar, el işleri ve süsler var. Ayrıca Belçika ve Hollanda’ya ait geleneksel yiyeceklerde kendi standlarında sergileniyordu. Hollanda stroopwafles’ını (seviyorumm ^-^) ve unox bezelye çorbasını görmek anılarımı canlandırdı.

Alt kat yemek katı ve çocuklar için oyun alanı olarak düzenlenmiş. Hatta çocuklarla fotoğraf çektiren koca göbekli bir noel baba da bu katta yerini almıştı. Uluslararası mutfaklar arasında Meksika, Portekiz, İspanya yemekleri ve  Belçika waffle’ları gözüme en çok çarpanlar.

Standlar arasında gezinirken Edo Co’nun standındaki bu noel baba ordusu ve japon bebekleri hemen göze çarpıyor. Noel Babaların hepsi başka birşeyle meşgul :)


Duygu Faga’nın neşeli seramikleri, kıpkırmızı narları ve kozalak kuşları çok eğlenceli. Baykuş ve geyik broşları ise çok güzel. Hemen ben de yakama konacak bir baykuş edindim.

Mark-İz’in saten lavanta torbaları ve yılbaşı temalı masa örtüleri yılbaşı hediyesi olarak kesinlikle değerlendirilebilir. 

Nahıl’ın keçe yaka iğneleri ve çantaları rengarenk. Bu ürünlerden satın alarak Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’nada destek vermiş oluyorsunuz.

Mine Nişanyan'ın kağıtları geri dönüştürerek yaptığı sanatsal çalışmaları ise dikkat çekici.  

Herşey Aşk'tan’ın şık takıları ve renkli defterleri, lezzetli lokumları eşliğinde kermeste yerini almıştı.
Hatta ökse otu satan özel bir stand bile vardı.

Resimler net değil ne yazık ki ama Bomonti Fakirhanesi’nde üretilen ve yardım amaçlı satılan bu el örgüsü oyuncaklar inanılmaz detaylı, ince işlenmiş ve çok güzellerdi.

Ahşap boyamalar, el yapımı yılbaşı süsleri, seramikler, takılar, sabunlar ve lavanta torbaları bir sürü güzel hediye alternatifi olarak etrafı sarmış durumda.

Uzun uzun standları gezip, bol bol bakınıp yorulduktan sonra soluğu hemen alt katta, leziz yiyeceklerin arasında aldık. Hızlı ve hafif bir şeyler yemeye karar verip kuzey denizi somonundan bu lezzetli sandviçleri yedik. Eksik kalan kalorileri de kahve eşliğinde çukulata ve karamel soslu Belçika waffle’ı ile tamamladık. Portekiz spesyalitesi bu sarı topçuklara da kayıtsız kalamadık :)


Günün sonunda yorgun ama keyifli, yılbaşı heyecanına hızlı bir başlangıç yapmanın neşesi ile evimize döndük...    

24 Kasım 2011 Perşembe

Yeni Anne’nin Kullandıkları

Doğum yapalı henüz 2 ay oldu, ama memnun kalarak kullandığım ürünleri yazmak istedim, her yeni ay kendi farklı ürünlerini getirecek diye düşünüyorum, o yüzden zaman içinde kullandıklarımı paylaşmaya devam edeceğim.

Hem hamilelik döneminde hem de hemen arkasında bence en önemli eşyalar kıyafetler. İnsan kendisini rahat ve şık hissetmek istiyor. Tabi birde doğum sonrasında emzirme kolaylığı sağlama faktörü var. Hepsini göz önünde bulundurarak güzel alternatifler bulmak mümkün.


Hamileliğim sırasında (yaz aylarına gelmesinin de avantajıyla) bol bol etek ve tayt giydim. Böylece büyüyen karnım sıkışmadan rahat edebildim. Üst olarak Koton’un çıkardığı İstanbul koleksiyonundan tünik ve tshitleri çok fazla ve severek kullandım. Sadece biraz büyük beden aldım, böylece doğum sonrasında da kullanabildiğim cicilerim oldu. Çok daha sıcak günlerde ise penye elbiseler çok işime yaradı.

Hamile pantolonları konusunda epeyce uğraştım. Neredeyse tüm hamile bölümü olan mağazaları gezdim. 1 gün boyunca bir sürü şey denedim ve en sonunda C&A’da karar kıldım. C&A’nın hamile bölümünde üst ve altlarda uygun fiyatlara çok fazla çeşit bulmak mümkün. Farklı kumaş ve modellerde en fazla pantolonu orada buldum.  Göbek büyüdükçe beli sıkmasın diye kullanılan iç lastiklerin de olduğu en kaliteli pantolonlar ve etekler oradaydı.

Bir de Amerika’da yaşayan çok yakın bir arkadaşım A Pea in the Pot marka hamile kıyafetleri verdi. Hepsi –ama özellikle de önü kruvaze gelen üstleri– cok rahat ve pratik. Tabi üstler esas olarak emzirme dönemi başlayınca işe yarıyor. Hızla ve çok açılıp saçılmadan bebeğinizi besleyebiliyorsunuz.      


Hamilelik sırasında cildimde çatlakların oluşması en büyük korkumdu. Doktorlar bu işin genetik olduğunu ve eğer çatlayacaksan bunu hiçbir ürünün durduramayacağını söylüyor. Bende, bari elimden geleni yapayım, eğer olursa vay ben niye önlem almadım diye dövünmeyeyim dedim. Düzenli olarak Lierac çatlak önleyici krem ve Sebamed Body Milk kullandım. Bol bol da su içtim. Sonuç olarak 9 ayı sorunsuz tamamlamayı başardım.  



Süt üretimini destekleyen bitki çayı Baby Love ile Almanya'da yaşayan çok yakın bir arkadaşım sayesinde tanıştım. Hafif kokulu ve lezzetli bu çay poşetlerinin içinde gerçek bitki karışımları var. Özellikle süt stresi yaşanan ilk günlerde çok işime yaradı. Hala içmeye devam ediyorum. Burada ne yazık ki satılmıyor, Almanya'da yaşayan tanıdıklarınız varsa onlardan isteyebilirsiniz.   



Emzirme yastığı almak konusunda epeyce kararsız kaldım. Sadece bir dönem için alınan ve işi bitince evde kalabalık yapan eşyalardan hiç hoşlanmıyorum. O nedenle emzirme yastığı yerine Ikea’da uzun zamandır gözüme çarpan bu renkli ve sevimli yastığı, emzirme işini bahane ederek aldım :) kendisinden gayet memnunum.

Hangi süt pompasını alacağıma karar vermek için epeyce araştırma yaptım. Çift başlı olanlar nedense bana pek sempatik gelmedi. Hastane tipi olanlardan emin olamadım. Sonunda Medela mini elektrikli ve pilli süt pompasında karar kıldım. Pille kullanmayı henüz denemedim. Kullanımı gayet rahat, çok büyük de değil, bi yerlere giderken kolayca taşınabiliyor.



İşte şahane ürünlerden bir tanesi: Mycey Emzirme Önlüğü. Ev dışında, özellikle de anne/bebek odası olmayan bir yerlerde emzirmeniz gerektiğinde müthiş işe yarıyor. Boyun kısmındaki plastik sayesinde örtü bebeğin üzerine yapışmıyor, hem de bebeği rahatça görebiliyorsunuz. Desenleri ise ayrıca şirin...



Gezenti bir aile için olmazsa olmaz bir ürün daha, Kanguru! Babybjörn sayesinde hep birlikte rahat rahat dolaşıyoruz. Ayrıca, bebek arabası ile dolaşılamayan İstanbul sokaklarında hareket etmenin en pratik yolu. Bebekle temas halinde olunca o da rahat ediyor, hatta genellikle uyuyor. Hamilelikteki gibi beraber hareket edebiliyorsunuz, tek fark bu sefer bebeğin dışarda olması :) Tek başınıza takıp çıkarmak da çok kolay.

Evet, bu aralar en fazla işime yarayan eşyalar bunlar. Yenileri eklendikçe yazmaya devam edeceğim...        

20 Kasım 2011 Pazar

İsyanım var H&M, Beni Duyuyor musun?!



Yurtdışı seyahatlerimin vaz geçilmez durağı, pek çok ürününü tepe tepe ve pek mesut kullandığım H&M’in Türkiye’ye geleceğini duyduğumda çok mutlu olmuştum. Bir sürü insan uzun zamandır benzer bir heyecanla bekliyordu. Her yıl ünlü tasarımcılar ile hazırlanan koleksiyonları takip etmek ayrıca heyecanlı,  bu senenin birlikteliği Versace for H&M’in tanıtımları ise yapıldı, ürünler satışa çıktı bile. Ama benim kafamdaki sorular hala baki. İstanbul’da H&M ile buluşmamı istediğim gibi yapamadım hala...

Avrupa’nın pek çok kentinde şehir içi mağazaları ile yayılan H&M’nin İstanbul’da açılan ilk mağazasının kentin klasik alışveriş mekanlarından uzakta bir AVM’de olmasını geniş metrekareli yer bulma sıkıntısına bağladık. Ama ardından açılan mağazaların da aynı şekilde olması benim için büyük şaşkınlık sebebi oldu doğrusu. H&M her yerde sokak modasının tam kalbinde, hatta mekansal olarak da tam içinde yer alırken nedense İstanbul’da uzaklarda ve AVM’lerin içine hapsolmuş durumda. Tüm ürün gruplarının tek mağazada toplanması da gerekmiyor ayrıca, Avrupa’da bol bol örneği var, aynı cadde üzerinde H&M Woman, H&M Men, H&M Lingerie’lere ayrı ayrı uğramak mümkün.  

Diğer yandan ürün gruplarının dağılımını da anlayamadım. Ürünler çok sıkışık sergileniyor, iç giyim ve çorap bölümünde çeşitler fazla değil, kişisel bakım ürünleri ise zaten burada yok. Özellikle hamileliğim sırasında “yaşasın, super alternatifler bulurum!” nidaları ile koştuğum Forum istanbul mağazasında hamile ürünlerinin Marmara Forum’a gönderildiğini ve sadece orada satıldıklarını öğrenmek büyük hayal kırıklığı oldu. Sapphire ya da İstinye Park’ta zaten yoklar. Aynı durum çocuk ürünleri için de geçerli. Anadolu yakasında mağaza açılmamış olmasını saymak bile istemiyorum. İstanbul’da H&M var mı yok mu belli değil. Nerdeyse yurtdışına gidip gönül rahatlığı ile alışveriş yapmak daha kolay diyeceğim...